23 Mayıs 2010 Pazar

Satranca Yakından Bakış

TAHTAMIZI TANIYALIM! Resim de gördüğünüz bir satranç tahtasıdır.Tam olarak 64 tane karesi bulunmaktadır. Bu kare üzerin de taşlar bulunur. Taşlarınızın dizimi şu şekilde olmalıdır ; A2 B2 C2 D2 E2 F2 G2 H2 karelerinde piyonlar yerleştirilmelidir.[Beyaz için] A1 ve H1 karelerinde kaleler yerleştirilmelidir. [Beyaz için] B1 ve G1 karelerine atlar yerleştirilmelidir. [Beyaz için] C1 ve F1 karelerinde filler yerleştirilmelidir.[Beyaz için] D1 karesine Vezir yerleştirilmelidir. [Beyaz için] E1 karesine de Şah yerleştirilmelidir.[Beyaz için] Siyahları bunların karşısında rahatlıkla bulabilirsiniz. Önemli not : Şah her zaman kendi rengine ters bir karede olmalıdır. Mesela: Siyah Şah bir beyaz kare de olmak zorundadır.Yani vezir ile karıştırıyorsanız bu size kolaylık sağlar. Önemli not : Beyaz her zaman 1-2 karelerine , siyah her zaman 7-8 karelerine yerleşmelidir. TAŞLAR VE DEĞERLERİ Oyunda ki en önemli şeylerden birisi,taşlar.Eğer taşınızı bilmiyorsanız oynamasını da bilmiyorsunuzdur.Böylece rakibinize kolaylıkla yenilebilirsiniz.Öncelikle taşların değerleri : Piyon : 1 Puan At : 3 Puan Fil : 3 Puan Kale : 5 Puan Vezir : 9 Puan Şah : Sonsuz puan [Bkz:Red Bull] Görüldüğü gibi piyon düz gider çapraz yer.Yani düz gidip düz yiyemez. Sadece oyunun başına mahsus olarak ikişer kare atlayabilir. Ama oyun boyunca sadece tek kare atlayabilir. At: Görüldüğü gibi " L " gider " L " yer.
Önemli not : At diğer taşların üzerinden atlayabilir. Fil Filler ikiye ayrılır: Kutup fili Güney fili. Şimdi ikiye ayrılır deyince öyle binlerce farkı var sanmayın.Tek özellikleri Güney fili beyaz kare de Kutup fili siyah kare de Yaşar. Resimdede görüldüğü gibi Filler çapraz gider,çapraz yer. Kale Düz ve yan gider.Düz ve yan yer. Ayrıca Fil ile birleşince bir veziri oluştururlar Vezir Önünü kesen bir taş olmadığı sürece her türlü gidebilir.Kale ve filin birleşmesinden oluşur.Resimde ki gibi her türlü adam yiyebilir. Şah! O giderse oyun biter.Tek kareye mahsus olmak üzere her türlü gidebilir.Eğer rakibiniz bir kareyi koruyorsa o kareye gidemezsiniz.Ama korumasız bir taşı yiyebilirsiniz.Son olarakta şah çekilirse şahınızı oynatmak zorundasınız.Bu taş konusunda hassas olun. ROK Rokun kuralları. -Eğer şahınızı daha önce oynattıysanız rok yapamazsınız. -Eğer rok yapacağınız kaleyi oynattıysanız rok yapamazsınız. -Rok yapmak için önce şaha dokunmalısınız. -Rok yapmak için en az yerinde duran bir kalenizin olması gerekir. -Eğer arada taş varsa rok yapamazsınız. -Roklar ikiye ayrılır : Uzun Rok - kısa Rok Uzun rok pozisyonu Uzun Rok yapıldıktan sonra ki pozisyon Kısa rok pozisyonu Kısa rok sonrası Öğrenmeniz dileğiyle.

Satranç Sözlüğü

Açarak şah: Bir taşın oynayarak, diğer bir taşın önünü açmak suretiyle şah çekmesi. Ajurne : Turnuvada belirli bir zaman zarfında tamamlanamayıp başka bir güne bırakılan parti (Çok eskilerde kaldı..) Açmaz: Yerinden kaldırılınca kendi Şah'ını rakibin atağına açık bırakan bir figür veya bir Piyon'un durumunu anlatan deyimdir. Ağır figürler: Vezir ve Kale'ler. Aktif satranç: Taraflara verilen toplam sürenin 30 dakika olduğu oyunlar. Ayrık Er: Komşu düşey sütunlarında aynı renkten başka Piyon bulunmayan Piyon. Bekleme hamlesi: Başlıca amacı oyun sırasını rakibe bırakmak olan hamle Blitz (Yıldırım): Taraflara genelde en çok 5 dakikanın verildiği hızlı oyun tarzı Boğmaca matı: Şah'ın kendi taşlarıyla sıkıştırılması sonucunda At'la yapılan mat Caissa ("Kaisa"): Mitolojide satranç ilahesi Çatal: Bir Piyon'un iki figüre karşı aynı anda hücumu Çifte şah: Bir taşın hareketiyle hem hareketlenen taşın hem de aynı taşın yolunu açması sayesinde başka bir taşın şah çekmesi durumu. Çoban Matı: Oyunun ilk hamlelerinde Vezir ve Fil ile f7 ve f2 haneleri üzerinde yapılan mat. Örneğin:1.e4 e5 2.Fc4 Ac6 3.Vf3 d6?? 4.Vf7 mat Daimi şah: Sürekli şah veya devamlı şah. Şah'lardan birinin rakibin şahlarından doğru oynanması halinde kurtulamama durumu Değirmen: Açma şahı kullanarak kurulan taktik bir motif. Değişme: Tarafların taş alıp vermeleri. Diyagonal (çapraz): Yan yana ve aynı renkli kareler. Duble Piyonlar: Üstüste piyonlar (erler). Aynı renkte iki Piyonun bir düşey sütun üzerinde bulunması. En Passant ("e.p" "Geçerken"): İlk karesinde bulunan bir Piyonun iki sürülmesi sonrası, yanyana pozisyon elde ettiği rakip Piyon tarafından alınabilmesi durumu. Bu hak ilk hamlede kullanılmazsa ilerleyen aşamalarda bir daha o durum için kullanılamaz. Etüd: Taraflardan birinin koşulan şartlara göre oyunu kazanmak veya beraberliği sağlamak zorunda bulunduğu, dizili bir durumdur. Feda: Belli bir amaç uğruna taraflardan birinin sahip olduğu materyalden vazgeçmesi. Fianchetto: Filin büyük çapraz sütun üzerinden gelişmesi. FM: Usta için kısaltma (FIDE Master) FIDE: Federation International des Echecs=Uluslararası Satranç Federasyonu. Figür: Taş, alet. Piyonlar haricindeki diğer taşlar için kullanılan ifade. Gambit: Hızlı gelişim amacıyla er veya figür feda edilerek oynanan açılış. Geçer Piyon: İlerleyişi rakip Piyon'larla engellenemeyen Piyon GM: Büyükusta için kısaltma (Grand Master) Hafif figürler: Fil'ler ve At'lara verilen genel isim. İsviçre Sistemi: Turnuvaların organizasyonu için bir sistem IM: Uluslararası usta için kısaltma (International Master) J'adoube ("Jadub"): Herhangi bir taşı düzeltirken, oynama zorunluluğunda kalmamak için söylenen söz. Düzeltiyorum anlamına gelir. Kalite: Kale ile hafif bir figür arasındaki kuvvet farkı. Bir hafif figürü rakibin Kale'siyle değişmeye kalite kazanmak denir. Kanat: Satranç tahtası iki kanattan oluşur. Vezir'in bulunduğu yarıya Vezir kanadı, Şah'ın bulunduğu yarıya Şah kanadı denir. Kombinezon: Hamle zorunluluğu içeren fikir yapılarına denir. Kompansasyon: Feda edilen materyale karşı elde edilen girişim üstünlüğü Karşı hücum: Hücumu defanstaki tarafın hücumla yanıtlaması. Konsültaston (Danışma) Partileri: Tarafların (veya yalnız bir tarafın) 2-3 kişi tarafından oluşturulduğu oyunlara denir. Taraflar farklı yerlerde bulunurlar ve taşları hareket ettirme şansına sahiptirler. Körleme: Tahtaya bakmadan, notasyon aracılığıyla oynanan oyun. Manevra: Figürleri daha iyi konumlara getirebilmek veya rakip kampta bir takım zayıflıklar yaratmak amacıyla yapılan hamlelere denir. Mat ağı: Şahın, açık bir yerde, mat tehlikesini içeren kuvvetli hücumlara uğramasıdır. Merkez: d4, d5, e4, e5 karelerine verilen ad. Notasyon: Bir oyunun, daha önceden belirlenmiş koordinat kurallarına göre yazılması. Piyon: Er Piyon zinciri: Bir çapraz sütun üzerinde aynı renkten birkaç piyonun sıralanmasıdır, c7, d6, e5, f4 gibi. Problem: Taraflardan birinin mat ettiği kompozisyon. Satır: Yatay Satranç körlüğü: Açık, basit bir hamlenin oyuncunun gözünden kaçması. Simultane: Çok masa gösterisi. Bir ustanın pek çok sayıda rakibe karşı aynı zamanda oynamasıdır. Sütun: Dikey Şah Çekme: Şahı tehdit etmek. Kiş çekme Taşlar: Şah, Vezir, Kale, Fil, At ve Piyon'ların tümünü kaplayan bir deyimdir. Tempo: Bir tempo = bir hamle birimi. Tempo kaybı zaman kaybını ifade etmek için kullanılır. Varyant: Sürdürüm veya devam yolu. Belli bir amacı güden hamle zinciri. Yarı açık hat: Üzerinde yalnız bir Piyon bulunan düşey sütun. Zayıf hane: Zayıf kare. Rakip figürlerin hücumu karşısında savunulması zor olan karelerdir. Genelde bu tür kareler piyon desteğinden de yoksundurlar. Zeitnot(Zaman kıtlığı, Tzaytnot): Saatle oynanan oyunlarda zaman sıkışıklığını ifade için kullanılır. Zugzwang (Almanca, tsugtsvang): Oyun sırasında bir hamle yapmak gerekliliğinin çekinilecek olduğu durumlara denilir.

Satranç nedir ?

Satranç, iki oyuncu arasında oynanan bir zekâ oyunudur. Bu oyun satranç tahtası denilen 8×8'lik kare bir alan üzerinde satranç taşlarıyla oynanır. Toplam 64 karenin yarısı siyah, yarısı beyaz renklerden oluşur. Taraflar beyaz ve siyah renkli taşları alırlar, her oyuncunun bir seferde bir hamle yapmasıyla oyun gelişir. Oyunun başında beyaz ve siyahların 16 taşı bulunur. Bunlar bir şah, bir vezir, iki kale, iki fil, iki at ve sekiz piyondan oluşur. Oyunun amacı karşı tarafın şahını mat etmektir.

Temel kavramlar ve oyunun hedefi

Oyunun amacı rakip şah mat etmektir. Bunun anlamı rakip şahın bulunduğu karenin tehdit altında bulunması ve tehdit altında olmayan bir kareye kaçış ya da tehdîdi engelleyecek başka bir hamlesinin olmamasıdır. Bu da rakîbin diğer taşlarını yiyerek onu güçsüz bırakma ilkesine dayanır. Ayrıca satrançta hızlı gelişim de önemlidir. Hızlı gelişim göstermek için yapılan en önemli adım gambit, yâni piyon fedâsıdır. Bu daha fazla taşın merkeze rahatça açılmasına olanak sağlar. Eğer bir oyuncunun şahının bulunduğu kare tehdit altında olmadığı halde bu oyuncunun legal hamlesi kalan tek taşı şahı ise ve şahının tehdit altında olmayan bir kareye yapabileceği bir hamlesi yoksa oyun pat olur, yâni berâbere biter. Ayrıca oyun herhangibir anda oyunculardan birinin yenilgiyi kabul etmesi veya bir oyuncunun berâberlik teklif etmesi ve diğerinin de bunu kabul etmesiyle de sona erebilir. Oyun sırasında taşları avantajlı yerlere yerleştirerek rakîbin hareketini kısıtlamak ve rakîbin taşlarını almak yoluyla gücünü azaltmak esastır. Her taş, kurallara göre ulaşabileceği bir karedeki rakip taşın bulunduğu kareye yerleşerek, yerinden ettiği taşı oyun dışı bırakma gücüne sâhiptir, buna taş almak denir. Alınan taş oyuna bir daha geri dönemez, ancak bulunduğu hattın son karesine varan bir piyon, oyun hâricinde bulunsun bulunmasın, arzu edilen piyondan değerli, şahtan değersiz başka bir taşla değiştirilebilir.

Târihçesi

Târihçesi [değiştir]

Satrancın oluşumu konusunda değişik görüşler vardır. Bilhassa Hindistan, Îran ve Çin, satrancın îcât edildiği yer olarak görülür. Oluşumu muhtemelen M.S. 3. ilâ 6. yüzyıllar arasıdır.

Oyunun îcâdı konusunda birkaç efsâne mevcuttur. Bunlardan biri buğday tânesi efsânesidir. 6. yüzyıldan beri satranç Îran'da bilinmektedir. Buradan 7. yüzyılda İslâm'ın yayılışıyla birlikte Orta Doğu'da ve Kuzey Afrika'da yayılır. Endülüs Emevîleri, İtalya, Bizans İmparatorluğu ve Rusya yoluyla oyun, 9. ilâ 11. yüzyıllar arasında Avrupa'nın diğer yerlerine yayılır. Burada bir yandan şövalyelerin yedi yiğit erdeminden sayılırken diğer yandan kilise tarafından uygun bulunmuyordu. 15. yüzyılda oyun kuralları belirleyici şekilde değişir. Bu yüzyıldan sonra bugün oynanana benzeyen modern satrançtan bahsedilebilmektedir. İspanya (16. yüzyıl), İtalya (16./17. yüzyıl), Fransa (18./19. yüzyıl), İngiltere (19. yüzyıl) ve Rusya (20. yüzyıl), sırayla satrançta Avrupa'nın önder ülkeler oldular.

19. yüzyılın ortasından beri düzenli satranç turnuvaları yapılmaktadır. İlk resmî Dünyâ şampiyonu Wilhelm Steinitz'tir. 1924'te Dünyâ Satranç Federasyonu (FIDE) kurulmuştur. 20. yüzyılın sonunda iyi satranç oynayabilien satranç programları piyasaya çıktı. Bunlar, bu arada Dünyâ şampiyonları seviyesinde oynayabilmektedirler.

SATRANÇ OYUNUNUN KURALLARI

Madde 1: Satrancın Esasları

1.1. Satranç oyunu, ‘Satranç Tahtası’ diye adlandırılan kare şeklinde bir alan üzerinde iki rakip arasında taşları sırayla oynatılmasıyla oynanır. Rakibi hamlesini tamamlamış olan taraf ‘hamlede’dir.

1.2. Her iki tarafın da amacı, rakip şahın kurallara uygun bir hamleyle yenmekten kurtulması mümkün olmayana dek rakip şaha saldırmaktır. Bunu başaran taraf rakibini ‘ Şah-Mat’ yapmış demektir ve oyunu kazanır. Mat olan taraf oyunu kaybeder.

1.3. Her iki taraf için de Şah-Mat yapmak mümkün değilse oyun berabere biter.

Madde 2: Tahta Üzerinde Taşların Başlangıç Konumu

2.1. Satranç tahtası çizgili 64 (8x8) eşit kareden oluşur ve kareleri sırayla açık (beyaz) ve koyu (siyah) renktedir. Satranç tahtası iki rakip arasına beyaz renkli köşe karesi sağ tarafta olacak şekilde yerleştirilir.

2.2. Başlangıçta bir taraf 16 adet açık renkli (beyaz), diğer taraf 16 adet koyu renkli (siyah) taşa sahiptir. Bunlar: birer adet şah, birer adet vezir, ikişer adet kale, ikişer adet fil, ikişer adet at ve sekizer adet piyondur.

Şah genellikle bu sembolle gösterilir

Vezir genellikle bu sembolle gösterir

İki kale genellikle bu sembolle gösterilir

İki fil genellikle bu sembolle gösterilir

İki at genellikle bu sembolle gösterilir

Sekiz er genellikle bu sembolle gösterilir

2.3. Başlangıç konumu şöyledir:

2.4. Sekiz dik sütuna ‘dikey’ (file), sekiz yatay satıra da ‘yatay’ (rank), köşe köşeye değen aynı renkte karelerin oluşturduğu hatta ise ‘çapraz’ ya da ‘diyagonal’ (diagonal) denir. Madde 3: Taşların Hareketleri

3.1. Hiç bir taş aynı renkte başka bir taşın bulunduğu bir kareye gidemez. Eğer bir taş rakip bir taşın olduğu kareye giderse, rakip taş yenmiş olur ve tahta dışına çıkar. 3.2-3.5 maddelerinde tarif edilen hareketlere göre rakip taşı yeme imkanı varsa, yiyecek olan taş bu kareye saldırıyor demektir.

3.2.a) Vezir bulunduğu karenin dikey, yatay ve çaprazlarında herhangi bir kareye gidebilir.

b) Kale bulunduğu karenin dikey ve yataylarında herhangi bir kareye gidebilir.

c) Fil bulunduğu karenin çaprazlarında herhangi bir kareye gidebilir.

3.3. At yatay, dikey ya da çapraz yönde olmamak şartıyla bulunduğu kareye en yakın karelerden birine gidebilir.Kalktığı ve gittiği kareler arasındaki taşlarla bir ilgisi yoktur.

3.4. a)Piyon bulunduğu dikeyde önündeki boş kareye doğru ilerler, ya da b)İlk hareketinde, bulunduğu dikeyde önündeki iki karenin boş olması şartıyla iki kare ilerleyebilir, ya da c)Yan dikeyde bir önünde bulunan (ön çaprazda) rakip taşı yiyerek bu kareye gidebilir.

d) Bir piyon ilk hareketinde iki kare ilerleyip rakip piyonla yan yana gelirse, rakip piyon bu piyonu sanki bir kare ilerlemiş gibi kabul ederek yiyebilir. Bu hak sadece ilk defasında yani iki kare çıkışı yapılır yapılmaz geçerlidir, bu harekete ‘geçerken alma’ (en passant) denir.

e) Bir piyon bulunduğu ilk konumdan ilerleyerek son sıraya (rakibin ilk yatayı ) vardığında derhal aynı renkte bir vezir veya, bir kale veya, bir fil veya, bir at ile değiştirilir. Oyuncunun tercihi daha önce yenmiş olan taşlarla sınırlı değildir. Bu piyon hareketine ‘terfi’ denir ve yerine konan taş kurallara uygun olarak derhal devreye girer.

3.5. a) Şahın iki türlü hareketi vardır. i) Rakip taşlar tarafından tehdit edilmemesi şartıyla komşu karelere gidebilir.

veya ii) Rok. Bu şahla aynı sırada bulunan aynı renkli kalenin ortak hareketidir. Bu iki taşın hareketi tek bir hamle sayılır; şah bulunduğu kareden kaleye doğru iki kare ilerler ve ardından kale şahın üstünden atlayarak bir kare yanına (komşu kareye ) konarak yapılır.

Beyazın kısa roktan önceki durumu

Beyazın kısa roktan sonraki durumu

1) Şu durumlarda rok yapmak mümkün değildir: A- şah daha önce oynamışsa, ya da B- ilgili kale daha önce oynamışsa.

2) Şu durumlarda rok yapmak geçici olarak mümkün değildir: A- Şahın durduğu, rok atarken geçeceği ve rok attığında gideceği kareler rakip taşlar tarafından tehdit ediliyorsa, ya da B- Rok atılacak kale ile arasında herhangi bir taş varsa.

b) Rakip taş ya da taşlar tarafından tehdit ediliyorsa, bu taş ya da taşlar hareket edemiyor bile olsalar şah tehdit altındadır (şah çekilmiştir.) Şah çekmeyi beyan etmek zorunlu değildir. Oyuncular şahlarını tehdit altında bırakacak hamle yapamazlar. Madde 4: Taşların Oynatılması

4.1. Her hamle tek elle yapılmalıdır.

4.2. Önceden niyetini belli etmek şartıyla ( örneğin ‘düzeltiyorum’ diyerek ) oyuncu bir ya da daha fazla taşı düzeltebilir.

4.3. Madde 4.2.’de açıklanan durum hariç, sıradaki oyuncu bilerek

a) birden fazla taşa dokunmuşsa, oynayabileceği ya da yiyebileceği ilk dokunduğu taşı oynamalı ya da yemelidir, ya da b) iki taraftan da birer taşa dokunmuşsa, dokunduğu kendi taşıyla dokunduğu rakip taşı almalıdır, bu mümkün değilse oynanabilecek ya da yenebilecek ilk dokunduğu taşı oynamalı ya da yemelidir. Hangisine önce dokunduğu belli değilse oyuncunun öncelikle kendi taşı dokunulmuş sayılır.

4.4. a) Eğer oyuncu şah ve kalesine bilerek dokunmuşsa bu kaleyle mümkünse rok atmalıdır. b) Eğer oyuncu bilerek kalesini ve sonra şahını tutmuşsa bu hamlede bu yöne rok atamaz ve madde 4.3 uygulanır. c) Eğer oyuncu rok yapmaya niyetlenerek aynı anda şah ve kalesini tutmuş fakat bu yöne rok atması mümkün değilse diğer tarafa rok atmak veya şahını oynamak arasında tercih yapar, şahın yapacak hamlesi yoksa dilediği hamleyi yapmakta serbesttir.

4.5. Dokunulan taşların hiçbiri oynanamıyor ya da yenemiyorsa, oyuncu herhangi bir hamle yapabilir.

4.6. Rakibi madde 4.3 ve 4.4’ü ihlal etmiş bir oyuncu kendisi bir taşa bilerek dokunduktan sonra bu konuda herhangi bir hak iddia edemez.

4.7. Bir taş kurallara uygun bir hamle olarak ya da bir hamlenin kısmı olarak bir kareye bırakılmışsa bu taş başka bir yere oynanamaz. Hamle, madde 3’de belirtilen şartlar yerine getirildiğinde tamamlanmış olur. Madde 5: Oyunun Bitişi

5.1. a) Oyun, rakibini kurallara uygun bir hamleyle mat yapan oyuncu tarafından kazanılır. Oyun derhal sona erer. b) Rakibi oyunu terk eden oyuncu oyunu kazanır. Oyun derhal sona erer.

5.2. Sırada olan oyuncu kurallara uygun bir hamle yapamıyor ve şahı da tehdit altında bulunmuyor ise oyun berabere biter ve bu duruma ‘pat’ denir. Oyun derhal sona erer.

5.3. İki taraf oyun sırasında aralarında anlaşırlarsa oyun berabere biter. Oyun derhal sona erer. (bkz. Madde 9.1.)

5.4. Belli bir konum tahtada üç defa tekrarlanmış veya yapılacak hamleyle tekrarlanıyorsa oyun berabere yapılabilir. (bkz. Madde 9.2.)

5.5. Son 50 hamle her iki oyuncu tarafından da piyon sürmeden ve taş yenmeden geçirilmişse oyun berabere yapılabilir. (bkz. Madde 9.3.)

Satranç Tarihi

Satranç bakış açısına göre ya inanılmaz derecede eski ya da dikkate değer şekilde yenidir. Satranç kurallarının 7. yüzyıldan günümüze kadar nasıl geliştiğinin hikayesi çok karışık ve şaşırtıcıdır: Satrancın atası MS 600'de oynanan Çaturanga isimli oyundur. Tarihçiler satrancın (daha doğrusu çaturanga'nın) din zulmünden kaçan budist rahipler yoluyla Çin'e götürüldüğünü düşünmektedirler. Çin satrancı 8. yüzyılın sonunda ortaya çıkmıştır ve onu Japon versiyonu Şogi takibetmiştir. Öteki yöne dönüldüğünde satranç 625 yılları civarında Pers ülkesine ulaşmıştır (Bugünkü İran). Persler bu oyuna Çatrang ismini vermişlerdir. Araplar satranç hastalığına 25 yıl sonra yakalanmışlar ve Şatranç ismini vermişlerdir. Emeviler İspanya'yı 700 yılında işgal ettiklerinde yanlarında satrancı da getirmişlerdir. Bizans İmpratorluğu ile de karşılaşma önemli bir dönüm noktasıdır. Yüzyıllarca satranç yavaş stratejik bir oyundu. 1400'lü yılların sonunda iki uzun menzilli taşın (Fil ve Vezir) icadıyla oyun hareketlendi. Oyun bu taşlarla beraber çok heyecanlı hale geldi ve bir süre sonra İspanya'dan tüm Avrupa'ya yayıldı. Rok kuralı çok daha yavaş kabul edildi. Başta Şah istisnasız en fazla bir kare ilerleyebilirdi. Ama Fil ve Vezirin oyuna dinamik bir şekilde katılımından sonra Şahın biraz yardıma ihtiyacı olduğu anlaşıldı. Orta çağlarda bir süre rok hareketi iki hamlede gerçekleştirildi. Ama 1600'lerin başında artık bir hamlede rok hareketi kural haline gelmişti. Şah ve Kalenin rok hareketiyle tam olarak nereye yerleştirileceği ancak 17.yüzyılda belirlendi ve İtalyanlar kendilerine özgü rok hareketine 1900'lere kadar sahip çıktılar. İlk resmi uluslararası satranç turnuvası 1851'de İngiltere Londra'da düzenlendi. Bu turnuvada İngiltere şampiyonu Howard Staunton herkes için geçerli olması gereken Satranç Kuralları'nın (rok geçerken alma berabere kurallarıdokunulan taşı oynama kuralı vb.) onaylanma gerekliliğini tartışmaya açtı. Ne var ki bu hayalin gerçekleşmesi ancak bugün FIDE (Federation Internationale des Echecs) ismi altında bilinen uluslararası bir satranç federasyonunun kurulmasıyla mümkün oldu. FIDE tarafından internet üzerinden satranç bilgisayar satranç programları gibi gelişmeler doğrultusunda "Satranç Kuralları" nın yeni düzenlemeleri yapılmaya devam edilmektedir.